Marka ve sponsor sorumlusu Aycan Tütüncüoğlu sponsor sağladığı yapımları ve dizi sektöründeki gelişmeleri anlattı…

“Artık Diziler Oyuncuların Giydiği’’
Kostümler Ve Dekorlar İçin İzlenmekte”
Dizi sektörünün gelişmesiyle birlikte beyaz camda beliren her bir detay izleyicinin dikkatini daha çok çekmeye başladı. Bu nedenle hayattan bir kesit sunan dizilerin inandırıcılık öğesine sahip olması çok önemli. Karakterin kullandığı bardaktan oturduğu koltuğa kadar her şeyin kusursuz bir kompozisyon oluşturması için kamera arkasında hummalı bir çalışma gerçekleşir. Dizilere marka ve sponsor sağlayan Aycan Tütüncüoğlu marka ve tasarımcıları analiz ederek doğru markaları doğru karakterlerle eşleştirerek bu hummalı çalışmanın en can alıcı kısmını üstlenen bir isim.
Aycan Hanım, öncelikle sizi tanımak adına bize kendinizden bahseder misiniz?
İstanbul Yeditepe Üniversitesi Sanat Yönetimi bölümü mezunuyum. Okuldan mezun olduktan sonra bir galeriyi düzenlemek veya dekore etmek yerine dizi ve sinema projelerinde sanat yönetmeni asistanlığı yaparak sektöre adım attım. Dizi setlerinde çalışma saatleri çok uzun. Örneğin “Adanalı” dizisinde sabah akşam, yağmur çamur demeden çalışıyorduk. Orada istediğim verimi alamasam da bir buçuk sene dayandım. 5 yıllık süre içerisinde 70’e yakın dizi ve birçok sinema filmi projesinde kostüm ve sanat alanında sponsor sorumlusu olarak görev aldım. Bu süre zarfında prodüksiyonların her aşamasında görev aldım diyebilirim. Yönetmen bir şey istediğinde “Benim şurada bir tanıdığım” var deyip istediği şeyi hemen buluyordum. Bu sektörde çevre edinmek çok önemli. Benim de okulum, ailem ve arkadaş ortamım itibariyle geniş bir çevrem vardır. Şu anda ise sanat yönetmenliğini dizi, sinema filmi ve reklamlarda marka ve sponsor sorumlusu devam ettirmekteyim. Dizi ve fi lmlere sponsor bulmanın yanı sıra sanat yönetmeniyle birlikte çalışarak yapılan işin her aşamasında olmaya çalışıyorum. Aynı zamanda styling anlamında keyif alabileceğim özel çalışmalar da yapmaktayım.
Bugüne kadar yaptığınız projelerden bahseder misiniz?
Bugüne kadar yaklaşık 100 projede çalıştım. Bu sene çekilen Burak Özçivit ve Fahriye Evcen’in “Aşk Sana Benzer” fi lminin styling çalışmasını yaptım. Geçen sene 8 projede yer alıyordum. “Merhamet”ve “Kuzey Güney” adlı dizilerde çalıştım. Hep iyi projelerde yer aldım. Dizilerin yanı sıra geçen yıl dünyaca ünlü Hollywood yıldızı Michael Madsen’ın da rol aldığı çekimlerinin 15 günü Türkiye’de, geri kalanı ise Amerika’da gerçekleştirilen “Magi” isimli filmde görev aldım.
Dizilerdeki dikkat çeken mekanların dekorasyonları için sponsor bulurken nelere dikkat ediyorsunuz?
Öncelikle hikâyenin, senaryonun ve karakterlerin gerçekçiliği açısından markalar ile örtüşmesi en çok dikkat edilen konuların başında gelmektedir. Örneğin karakter ne giyer, zenginse evi nasıl olur, hobileri, sosyal hayatı, statüsü, gelir düzeyi göz önünde bulunduruluyor. Günümüzde gerçek hayatta varlıklı,zengin başarılı kişiler kostümlerine, markalarına nasıl dikkat ediyorlarsa dizilerde de bu özeni ve inandırıcılığı yakalamamız gerekmektedir. Oyuncunun giydiği kostümden oturacağı koltuğa hatta kahve içeceği fincana kadar önem göstermekteyiz. İzleyiciler her şeye duyarlı ve dikkat ediyorlar. Sizlerin de bildiği gibi artık diziler oyuncuların giydiği kostümler ve dekorlar için izlenmektedir. Diziler için sponsor sağlarken kim mobilya ya da kostüm veriyorsa onu almıyorum. İşime olan saygımdan dolayı sadece marka ayarlamakla kalmıyorum insanları da doğru bir şekilde yönlendirmeye dikkat ediyorum. Sektörde bu işi bilinçsizce yapan birçok kişi var.Bu insanlar birkaç sene sonra yok olup gidiyorlar.
Yeni Türk firmalarının koleksiyonlarını yakından takip ediyorsunuz ve aynı zamanda da tamamen senaryonun içine girip karakterleri de analiz etmiş oluyorsunuz değil mi?
Tabii, örneğin bir karakter ultra lüks mü, tasarım mı, hazır giyim mi, bohem mi yoksa romantik mi giyinir diye düşünüyorum. Senaryoyu okuduğum zaman karakterlerin kostümlerinin birbiriyle çarpışmaması için karakterin tarzını tahlil ediyorum. Eğer bir karakter için düz kesimli kıyafetler kullanılıyorsa diğer karakter için hareketli parçalar tercih ediyorum.
Peki, sponsorlarla çalışırken nelere dikkat ediyorsunuz?
Uzun yıllar bu işi yaptığım ve yapacağım için işime gösterdiğim önemi birlikte çalıştığım firmalar için de gösteriyorum. Her işte olduğu gibi bizim işimizin de bazı prosedürler var. Her adımımızı sözleşmeler doğrultusunda atıyoruz. Yaptığım bütün işlere şirketimde çalışan kendi kostüm ekibimi yerleştirdim. Birçok fi rma ile iadeli olarak çalışıyoruz. Çalıştığımız her firmanın belirlemiş olduğu haftalık alımlardan oyuncuların giyecekleri kostümleri belirliyoruz. Örneğin; Burçin Terzioğlu için bir firmanın belirlediği 10 parça ürünü alarak 10 gün boyunca kullanıyorum. O ürünleri kuru temizlemeye gönderdikten sonra iade edip başka kostümler alıyorum. “Kaderimin Yazıldığı Gün” adlı dizide Hatice Şendil ile Gürbey İleri’nin canlandırdıkları karakterler bir sahnede yüzük taktı. Yüzükleri So Chic markasından temin ettik. Ancak işimiz sadece iki yüzük temin etmekle bitmedi. Çünkü o yüzüklerden toplamda dört adet sipariş vermemiz gerekiyordu. Senaryo gereği yüzüklerin denize atılması gerektiğinden aynı yüzükleri markadan istedik. “Şu an için aynısından elimizde yok. Merkezimize bakalım” dediklerinde ürünün bir an önce bulunması için firmalarla irtibata geçiyorum. Sonuçta zamanla yarışıyoruz. Başka bir sahnede karakterin kostümü zarar görecekse aynı kıyafetin yedeğini mutlaka bulunduruyoruz. Bunun için de çok uğraşıyoruz. Karakterin kostümü zarar görecekse aynı kıyafetin yedeğini mutlaka bulunduruyoruz. Bunun için de çok uğraşıyoruz.
Markaların dizi ve filmlere sponsor olması onlara ne gibi fayda sağlıyor?
Bir dizi ortalama 90 dakika sürüyor ve kullanılan kostümler 90 dakika boyunca karakterin üzerinde kalıyor. Sonuçta firmaların reklam için ayırdıkları bütçeleri belli. Markalar bu sayede inanılmaz satış yapıyor. O nedenle markaların dizilere sponsor olması her iki tarafa da büyük katkı sağlıyor. Bugüne kadar Armani, Beymen gibi iyi markalarla çalıştım. Bu güçlü markalar dahi dizilere sponsor olmaya ihtiyaç duyuyorsa yaptığımız çalışmanın faydasını düşünün artık…
Dizilerde anlatılan hikâyenin inandırıcılığı açısından oyuncuların performansları kadar senaryonun geçtiği mekân da çok önemlidir. Yoğun tempoda çalışılan dizi setlerini hikâyeye uygun olarak yaşam alanına çevirirken nasıl bir çalışma gerçekleştiriyorsunuz?
Genel hikâyeyi okuduktan sonra karakterlerin doğduğu yer, statüleri, meslekleri, hobileri, gelir düzeyi ve aklınıza gelebilecek daha pek çok ayrıntı göz önünde bulundurarak sanat yönetmenleri ve kostüm ekibi ile toplantılar yapılıyor. Bu toplantılarda senaryonun geçtiği mekânlar ve karakterlerin kostümleri analiz edilerek karar veriliyor. Ayrıca hikâyenin geçtiği mekândaki dekorda bütünlük sağlamak adına bir markaya ait üçlü koltuk kullanıldıysak yanına gelecek diğer koltuğun da aynı markaya ait olmasına dikkat ediyorum.
Ekrandaki hangi dizilere marka ve sponsor sorumluluğu yapıyorsunuz?
Star Tv’de yayınlanan “Kaderimin Yazıldığı Gün” ve “Gönül İşleri”, Kanal D’de yayınlanan “Poyraz Karayel” ve ATV ekranlarında seyirciyle buluşan “Kara Ekmek” adlı dizilere marka ve sponsor sorumluluğu yapmaktayım.
Günümüzde dizilerdeki oyuncuların giydikleri kıyafetler de izleyenler tarafından yakından takip ediliyor, hatta modayı onlar belirliyor diyebiliriz. Oyuncuların dikkat çeken kostümlerini temin ederken nelere dikkat ediyorsunuz?
Karakterlerin kullandığı markalar çok önemlidir. Çünkü karakterin statüsü, duruşu, hayata bakışı gibi tüm kıstasları kostümlerine yansıtmak gerekir. Ayrıca son zamanlarda insanlar dizileri ve filmleri izlerken adeta yaşıyorlar. Dizilerde kullanılan kostümler ve dekorlar yapımların önüne o kadar çok geçti ki hiç tutmayacağını düşündüğünüz diziler bile “Oyuncunun kostümü, tarzı ne kadar güzel” diye izleniyor. Karakterlerin kostümleri, mekânın dekoru kadar önemli oluyor. Bunun için markaları ve tasarımcıları analiz ederek doğru markaları doğru karakterle eşleştiriyorum. Aynı zamanda karakterlerin kostümlerinde bütünlük sağlamak için alt-üst kombinlerini aynı markalardan yapıyorum. Çoğu dizide parasızlıktan dolayı karakterlerin kıyafetlerinde bu bütünlüğü göremezsiniz. Yapımcıların, oyuncuların, çalıştığım markaların memnuniyeti benim için çok önemli ve özeldir. Uzun zamandır en iyi işlerde hizmet veriyorum. En iyi firmalarla çalışarak her verdiğim sözün arkasında durmaktayım.Sadece zengin işlerde çalıştığım için kendi özel hayatımda da marka ve kalitenin önemine çok inanıyorum. Her dizide farklı markaları kullanıyorum. Bir sonraki yer alacağım projede markaların ve ürünlerin çakışmaması için kendimi geliştirerek her yeni işte yeni markalarla kendimi ve projelerimi yenilemekteyim.
Sizce son yıllarda dizilerin dekorundan kostümüne kadar her detayına neden çok büyük paralar harcanır oldu? Dizilerde sanatsal çalışmalara yeteri kadar önem verildiğini düşünüyor musunuz?
Her ne kadar günümüzdeki dizilerde sanatla alakalı bir şey yapılmasa da sanat dizilerde de çok önemli. Artık dizilerde sanat grubunun görevi mekanı kurmak, dekore etmek, sabit mekanda çekim yapılacaksa sofra kurup kaldırmak, aksiyonlu dizilerde de sahneler için silah temin etmekten öteye geçmiyor maalesef. Ancak diziler hayattan bir parçayı bize sunduğu için sanat yönetmeninin işini yaparken gereken objeleri sete yerleştirmekten öte bir şeyler yapması gerekiyor. Örneğin “Kaderimin Yazıldığı Gün” dizisinde Hatice Şendil’in canlandırdığı karakterin kafesi için kullanılacak objelerde kendi evim için yaptırdığım tablolardan esinlendim ve dekor için o tabloların çiçekli olanlarından kullandık. Son yıllarda dizilerin tutma olasılığı düştüğü için artık ekipte çalışan herkesin işi daha zor. Bu nedenle inandırıcılığı öldürmemek için masraftan kaçınmamak gerekiyor. Bazı dizilerde “Bu arabayı kullanan kişi nasıl bu ayakkabıyı giyiyor?” diyebileceğimiz sahnelerle karşılaşıyoruz. İşte bu noktada sanat yönetmenine çok iş düşüyor. Eğer “Şunu da kullanayım. Bu da olsun” diye bilmeden bir şeyler yaparsanız ortaya karakter dışı bir şey çıkıyor ve izleyici diziyi izlemeyi bırakıyor.
Marka ve sponsor sorumluluğu yaptığınız “Kaderimin Yazıldığı Gün” adlı dizinin çekildiği mekan dekorasyonu itibariyle seyirciler tarafından büyük beğeni topluyor. Bu dizi için hangi mobilya firmalarıyla çalışıyorsunuz?
Dizide kullanılan malikânemizin salon mobilyaları için Odak Mobilya, Kervan ve Archive; bahçe mobilyaları için Sette ile çalışmaktayız. Ayrıca hikâyenin geçtiği mekânlarda kullanılan halıları 3K Konsept’ten, ayna ve aksesuarları Ar-İş ve Karaca Home’dan, mutfak eşyalarını da Karaca’dan temin ediyoruz. Bunun yanı sıra bir ilki gerçekleştirerek dizide Ahmet Güneştekin ve Yunus Emre’nin eserleri kullanılmıştır.
Dizilerdeki bazı karakterlerin kullandığı kostümler ve objeler açık arttırmayla satışa sunuluyor.Sizin çalıştığınız dizilerdeki karakterlerin kullandığı kostümlerden açık arttırmayla satılan var mıdır?
“Kuzey Güney” dizisinde Kıvanç Tatlıtuğ için Taksim’de Retro adlı mağazadan ikinci el çok eski bir deri ceket almıştık. Öncesinde birçok firmadan teklif gelmişti; ancak karakter gelir düzeyi düşük bir mahalle delikanlısı olduğu için istediğimiz her markayla çalışamazdık. Seçtiğimiz ceket karakterle o kadar örtüştü ki bir firmayla aynı modelde ceket üretip “Kuzey’in ceketi” diye satışa çıkardık.
Sizi diğer meslektaşlarınızdan ayıran özellikler nelerdir?
Öncelikle güvenilir olmam ve çalıştığım firmaları suiistimal etmemem en önemli özelliğim diyebilirim. Çoğu sanat yönetmeni firmalardan aldıkları ürünleri bir zarar gelir mi diye düşünmeden kullanıyor ve firmaları çekimin yapıldığı mekâna sokmuyor. Ben sponsorlarımıza setten fotoğraflar göndererek onları bilgilendiriyorum.Setlerde yapımcı ve yönetmen tarafından sanat yönetmenine çok fazla müdahale edildiğinden dolayı sponsor sorumlusu olarak görev yapmaktan çok keyif alıyorum. İşimi zevk alarak yapıyorum. Aynı şekilde birlikte çalıştığım ekibimin ve firmaların da mutlu olmasına özen gösteriyorum. Asla her işi kabul etmiyorum. Yaptığım işleri izleyerek kendimi eleştiriyorum ve bu sayede mesleki anlamda geliştiğimi düşünüyorum. Ayrıca insanların bazı şeyleri yaşayarak öğrenmesi gerektiğine inanırım. Örneğin sofra adabını, çatalın bıçağın nereye konulacağını bilmek bir görgüdür. Aynı zamanda hangi markanın nerede satılacağını çok iyi bilirim.
''Eşyaların kıymetini bilirim.Annem den kalma bir aynayı antika dükkânına götürüp tamir ettirdim. Antikacı aynayı 10 lira karşılığında benden almak istedi; ancak satmadım''.
Kendi evinizi dekore ederken nelere dikkat ettiniz?
Sanata ve dekorasyona çok meraklıyımdır. Hayatımda hep özel zevklerim oldu. İşime gösterdiğim özeni hem kıyafetlerime hemde evime gösteriyorum. Evime taşınalı 5 ay oldu. Bir evdeki yaşanmışlık hissi ve o evin bana ait olduğunu hissetmek benim için çok önemlidir. Bu nedenle her şeyi tek tek özenle seçerek düşünerek doğru parçaları birleştirerek evimi dekore ettim. Hayatımda olacak her bir parçanın 10 yıl sonra da benimle olmasına özen gösteririm. Sıkılacağım, alıp daha sonra istemeyeceğim ya da modasının geçeceğini düşüneceğim hiç bir ürün veya eşyayı hayatımı sokmak istemem.
defne ve kahrman'in yatak odasi sponsoru kim ?
7inci bölümde defnen gri pantolonun altına giydigi siyah düz yanları fermuarlı gibi ayakkabının markasını ögrenmek istiyorum....
7 bölümde defnenin gri pantolonun altına giydigi ayakkabısının markası ögrenmek istiyorum